Doğum
Sonrası Karnınızdaki Çukurun Sırrı!
Erkekler ne kadar bilir bilmem ancak
kadınların en büyük kabusudur doğum sonrası kalan kilolar ve deformasyonlar…
Çatlak kremler, diyetler, detokslar, kürler hatta zaman zaman
estetik cerrahi tekniklere kadar dayanır bu mücadele… En büyük şikayet doğum
sonrası karın bölgesinin “toparlanamaması”dır. Çoğunlukla bunun kiloyla
ilişkili olduğu düşünülse de aslında olan karın/abdominal bölgedeki kasların
zayıflığı veya düzensizliğinin kiloya eşlik etmesidir.
Karın bölgesinde bilinen meşhur
“six-pack” yani baklava görüntüsünü oluşturan 4 temel kas vardır: Rektus
abdominis, internal ve eksternal oblikler ve transvers abdominal kaslar. Rektus
abdominis göbek deliğinin iki kenarından yukarı ve aşağı doğru uzanan bir
kastır. Kasın sağ ve sol kısmını birleştiren ve kası bir arada tutan bir yapı
ile kasın bütünlüğü korunur. Gebelik sırasında (veya aşırı kilo alımı ile)
karnın büyümesi ile bu bölge genişler. Ancak kimi gebelerde yapısal ve genetik
faktörlere bağlı olarak rektus abdominisin iki parçası birbirinden ayrılır ve
doğum sonrasında karın bölgesi küçülse de bu iki parça kendiliğinden bir araya
gelmez. Göbek deliğinin altında üstünde (özelllikle karın kasları kasıldığında
belirginleşen) bir çukur hat meydana gelir. Hatta eşlik eden bir fıtıklaşma olursa
bu çukurdan nefes alıp verme sırasında bir taşma görüntüsü oluşur. Birçok kadın
bu görüntüden dolayı karnını saklar. Buna diastazis rekti yani rektus kasının
ikiye ayrılması diyoruz.
Diastazis rektili ilk hastam kadın
doğum hekimine danışmış ancak cerrahi tedavi gerektiği yanıtını alınca
internetten araştırdığı egzersizleri yapmaya başlamış bir hastaydı. Ancak egzersizlerin
durumu daha da kötüye götürdüğünü fark ettiğinde bir fizyoterapiste danışmaya karar
vermişti (“İnternetten öğrenilen egzersiz iyileştirmez hasta eder” mesajı
buraya pek yakıştı). Önce değerlendirme ile açıklığın miktarını tespit etmek
gerekiyordu. Aslında diastazis rektiden şüpheleniyorsanız evde sizin değerlendirmeniz
de çok kolay; sırtüstü yatın, dizlerinizi bükerek ayaklarınızı yere koyun
(çengel pozisyonu), başınızı kaldırın, parmağınızı göbek deliğinizin üzerine
yerleştirin, bir boşluk- açıklık hissediyorsanız, kadın doğum hekiminize
başvurup tanınızı kesinleştirebilirsiniz. Dönelim benim hastama, egzersizin
durumu kötüleştirdiğini söylediği için yaptığı egzersizleri sorguladım, yanlış egzersiz
seçimi yaptığını anlamak zor olmadı. Son dönemde ultrason incelemesiyle yapılan
çalışmalardan, kaslar desteklenmeden yapılan karın egzersizlerinin açıklığı
arttırdığını öğrenmiştim, bu da klinikteki yansımasıydı araştırmanın.
Her ne kadar kadınlar görüntüden şikayetçi
olarak başvursalar da, abdominal kaslardaki kuvvet ve kontrol kaybına yol açan
diastazis rekti ilerleyen yıllarda kas-iskelet problemleri riskini arttırdığı
için tedavi gerektiren bir durum. Türkiye’de genel olarak önerilen tedavi
cerrahi yöntemleri içeriyor. Ancak kadın doğum hekiminiz de uygun görürse önce
konservatif tedavi denenmeli. Peki bunun konservatif tedavisi nedir? Tabi ki
FİZYOTERAPİ!
Fizyoterapi’de hastaya uygun egzersiz seçimi
yapmak çok önemli, zarar vermemek öncelik olmalı. Yalnızca abdominal kasların
kuvvetine değil, kontrol ve koordinasyonunu sağlamaya yönelik çalışmalar da
yapılmalı. Tedavinin başlangıcında düşük egzersiz şiddeti ve mutlaka manuel
destek ile egzersiz yapılmalı ve fizyoterapistin kontrolünde olmalı. Korseleme
veya bantlama egzersize ek olarak uygulanabilir. Korseleme hastalarım
tarafından tercih edilmediği için ben kinezyolojik bantlamayı uyguladım bugüne
kadar. (Kasım ayında yurt dışında bir kongrede diastazis rekti hastalarında
bantlama ve ile ilgili çalışmamızı sunacağım.) Ayrıca abdominal fasyaya yönelik
yumuşak doku tekniklerinin de faydalı olduğunu deneyimledim. Bu hastamda
uyguladığımız tüm bu fizyoterapi programı ile 6 haftalık tedavide, açıklık 4.5
cm’den 0.5 cm’ye düştü (Ölçümleri üç bölgeden yapılıyor, ancak en dramatik
açıklık 4,5 cm idi.). Karın bölgesinin genel görüntüsünde önemli bir düzelme oldu
–ki onun için en önemli kısmı buydu- ve hasta çocuğunu kucağına almak gibi
günlük yaşam hareketlerinde kendini daha güvenli hissettiğini söyledi.
Sonuç olarak, gebelik sonrası özellikle ilk 2
aydan sonra iyileşmeyen karın bölgesi sorunlarında mutlaka bireysel
değerlendirmenizi yapın ve şüpheniz varsa kadın doğum hekiminize danışın.
Ülkemizde çok yaygın olmadığı için fizyoterapiyi cerrahiden önceki seçenek
olarak aklınızda tutun ve en önemlisi kendinize zarar vermemek için bilinçsiz
egzersiz yapmayın!
Sorularınız ve destek için: hilaldenizkulli@gmail.com