7 Eylül 2016 Çarşamba

Doğum Sonrası Karnınızdaki Çukurun Sırrı!
         Erkekler ne kadar bilir bilmem ancak kadınların en büyük kabusudur doğum sonrası kalan kilolar ve deformasyonlar… Çatlak kremler, diyetler, detokslar, kürler hatta zaman zaman estetik cerrahi tekniklere kadar dayanır bu mücadele… En büyük şikayet doğum sonrası karın bölgesinin “toparlanamaması”dır. Çoğunlukla bunun kiloyla ilişkili olduğu düşünülse de aslında olan karın/abdominal bölgedeki kasların zayıflığı veya düzensizliğinin kiloya eşlik etmesidir.
         Karın bölgesinde bilinen meşhur “six-pack” yani baklava görüntüsünü oluşturan 4 temel kas vardır: Rektus abdominis, internal ve eksternal oblikler ve transvers abdominal kaslar. Rektus abdominis göbek deliğinin iki kenarından yukarı ve aşağı doğru uzanan bir kastır. Kasın sağ ve sol kısmını birleştiren ve kası bir arada tutan bir yapı ile kasın bütünlüğü korunur. Gebelik sırasında (veya aşırı kilo alımı ile) karnın büyümesi ile bu bölge genişler. Ancak kimi gebelerde yapısal ve genetik faktörlere bağlı olarak rektus abdominisin iki parçası birbirinden ayrılır ve doğum sonrasında karın bölgesi küçülse de bu iki parça kendiliğinden bir araya gelmez. Göbek deliğinin altında üstünde (özelllikle karın kasları kasıldığında belirginleşen) bir çukur hat meydana gelir. Hatta eşlik eden bir fıtıklaşma olursa bu çukurdan nefes alıp verme sırasında bir taşma görüntüsü oluşur. Birçok kadın bu görüntüden dolayı karnını saklar. Buna diastazis rekti yani rektus kasının ikiye ayrılması diyoruz.
         Diastazis rektili ilk hastam kadın doğum hekimine danışmış ancak cerrahi tedavi gerektiği yanıtını alınca internetten araştırdığı egzersizleri yapmaya başlamış bir hastaydı. Ancak egzersizlerin durumu daha da kötüye götürdüğünü fark ettiğinde bir fizyoterapiste danışmaya karar vermişti (“İnternetten öğrenilen egzersiz iyileştirmez hasta eder” mesajı buraya pek yakıştı). Önce değerlendirme ile açıklığın miktarını tespit etmek gerekiyordu. Aslında diastazis rektiden şüpheleniyorsanız evde sizin değerlendirmeniz de çok kolay; sırtüstü yatın, dizlerinizi bükerek ayaklarınızı yere koyun (çengel pozisyonu), başınızı kaldırın, parmağınızı göbek deliğinizin üzerine yerleştirin, bir boşluk- açıklık hissediyorsanız, kadın doğum hekiminize başvurup tanınızı kesinleştirebilirsiniz. Dönelim benim hastama, egzersizin durumu kötüleştirdiğini söylediği için yaptığı egzersizleri sorguladım, yanlış egzersiz seçimi yaptığını anlamak zor olmadı. Son dönemde ultrason incelemesiyle yapılan çalışmalardan, kaslar desteklenmeden yapılan karın egzersizlerinin açıklığı arttırdığını öğrenmiştim, bu da klinikteki yansımasıydı araştırmanın.  
Her ne kadar kadınlar görüntüden şikayetçi olarak başvursalar da, abdominal kaslardaki kuvvet ve kontrol kaybına yol açan diastazis rekti ilerleyen yıllarda kas-iskelet problemleri riskini arttırdığı için tedavi gerektiren bir durum. Türkiye’de genel olarak önerilen tedavi cerrahi yöntemleri içeriyor. Ancak kadın doğum hekiminiz de uygun görürse önce konservatif tedavi denenmeli. Peki bunun konservatif tedavisi nedir? Tabi ki FİZYOTERAPİ!
          Fizyoterapi’de hastaya uygun egzersiz seçimi yapmak çok önemli, zarar vermemek öncelik olmalı. Yalnızca abdominal kasların kuvvetine değil, kontrol ve koordinasyonunu sağlamaya yönelik çalışmalar da yapılmalı. Tedavinin başlangıcında düşük egzersiz şiddeti ve mutlaka manuel destek ile egzersiz yapılmalı ve fizyoterapistin kontrolünde olmalı. Korseleme veya bantlama egzersize ek olarak uygulanabilir. Korseleme hastalarım tarafından tercih edilmediği için ben kinezyolojik bantlamayı uyguladım bugüne kadar. (Kasım ayında yurt dışında bir kongrede diastazis rekti hastalarında bantlama ve ile ilgili çalışmamızı sunacağım.) Ayrıca abdominal fasyaya yönelik yumuşak doku tekniklerinin de faydalı olduğunu deneyimledim. Bu hastamda uyguladığımız tüm bu fizyoterapi programı ile 6 haftalık tedavide, açıklık 4.5 cm’den 0.5 cm’ye düştü (Ölçümleri üç bölgeden yapılıyor, ancak en dramatik açıklık 4,5 cm idi.). Karın bölgesinin genel görüntüsünde önemli bir düzelme oldu –ki onun için en önemli kısmı buydu- ve hasta çocuğunu kucağına almak gibi günlük yaşam hareketlerinde kendini daha güvenli hissettiğini söyledi.

          Sonuç olarak, gebelik sonrası özellikle ilk 2 aydan sonra iyileşmeyen karın bölgesi sorunlarında mutlaka bireysel değerlendirmenizi yapın ve şüpheniz varsa kadın doğum hekiminize danışın. Ülkemizde çok yaygın olmadığı için fizyoterapiyi cerrahiden önceki seçenek olarak aklınızda tutun ve en önemlisi kendinize zarar vermemek için bilinçsiz egzersiz yapmayın!        
Sorularınız ve destek için: hilaldenizkulli@gmail.com